‘Kadınlar ve doğa, yıllardır yakın bir ilişki içindedir. Doğa, kadınların doğal güzelliğinin ve saflığının sembolü olarak görülür. Ancak, son yıllarda doğanın korunması ve sürdürülebilirliği için çaba göstermek için kadınların önderlik ettiği bir hareket başladı.
Kadınların doğa ile bağı, tarih boyunca birçok şekilde ifade edilmiştir. Kadınlar, doğanın bereketi ve güzelliği ile ilişkilendirilmiştir. Tarımsal faaliyetler, geleneksel olarak kadınların sorumluluğunda olmuştur. Yeni doğum yapmış kadınlar, doğanın yenilenmesi ve yeniden canlanması ile ilişkilendirilmiştir. Buna ek olarak, kadınlar doğayı koruma ve bakım görevini üstlenmiştir.
Ancak, modern dünyada doğa ve çevre sorunları büyük bir endişe kaynağıdır. İklim değişikliği, deniz kirliliği, orman tahribatı gibi sorunlar, dünya çapında bir tehdit oluşturmaktadır. Kadınlar, çevre sorunlarına duyarlılıkları ve liderlikleriyle öne çıkıyorlar. Kadınların doğaya olan sevgisi ve koruma çabaları, özellikle son yıllarda yükselişe geçmiştir.
Kadınlar ve doğa arasındaki bu ilişki hem kadınlar hem de doğa için olumlu sonuçlar doğurmuştur. Kadınların doğaya olan duyarlılığı ve liderlikleri, çevre sorunlarına karşı çözümler üretmek ve doğanın korunmasını sağlamak için önemli bir adım olarak görülmektedir. Ayrıca, doğa, kadınların gücünü ve doğal liderliklerini yansıtan bir sembol olarak kalmaya devam edecektir. Çalışmalarımı bu bağlamda ele alıyor ve kadın ve ‘Doğa Ana’nın benzerliklerine vurgu yapıyorum.’